28 Şubat 2011 Pazartesi
Izmit
Oha; cok eski bu fotograf. Teeee ne zaman (yaklasik 4-5 sene evveli) izmitte selo - denizcanlisi ikilisinin evinden cekmistim.
26 Şubat 2011 Cumartesi
Eksiklik!
Insanda, su eksiklik hissi hic bitmez degil mi? Bir seyler istersiniz, elde edince, baska bir eksiginiz ya da ihtiyaciniz belirir birden. Demek ki insan evladi doyumsuz; basardikca daha fazlasini istiyor. Bende ise tersine isliyor surecsu siralar. Yavas yavas isteklerim azaliyor; hatta cogu zaman hic bir sey istemiyorum. Can sikintisi desen degil, depresyon da degil, ergenlik desen ulan ergenligimiz mi kaldi; sunun surasinda 30 yasa 2 sene kaldi. Oyle notr, oyle ruhsuzum ki, bos bos bakiyorum cogu zaman, renksizim su siralar. "Eeeee ne lan peki sikintin!!!!!" diye kiziyorsunuz onu da biliyorum. "Ne bileyim lan ben duduk!!!!" demekten kendimi alamiyorum iste o sirada.
Aklimda tek bir sey var cogu zaman. Gorebilmek, dokunabilmek, hissedebilmek; alir ruhsuzlugumu belki de ama kim bilir. Ne guzel demis cem ali "gormek istiyorum, duymak istiyorum" diye sarkisinda. Duslemek guzel sey tabi ama; gercegine dokunmak, onu koklamak varken yerini tutmuyor. Ustelik orda oldugunu da bilince, daha da sikintili olmuyor mu dusler? Ulan cok mu duygusallasiyorum yaslandikca :D
20 Şubat 2011 Pazar
15 Şubat 2011 Salı
Şuna Bak Şuna!
Banliyo treninde oturuyorum bizim kansız kadirle, hangi durakta hatırlamıyorum, bu velet bindi trene annesiyle. Nasıl tatlı tatlı gülüyor namusssuz, inşallah hiç silinmez yüzünden o gülücükler çocuk. Yav ben böyle çocuk gördüm mü deliriyorum arkadaş. Ne kadar kötü olursam olayım, ne kadar moralim bozuk olursa olsun, bu böyle gözünün içi gülen, gülerek resmen etrafına mutluluk saçan çocuk gördüm mü duramıyorum, içim gülüyor hemen. Her şeyi unutuyorum ister istemez. Mis gibi oluyorum missss. Ohhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh
13 Şubat 2011 Pazar
Benimde Efendi Gibi Bir Fotom Olsa!!!!
Yav arkadas, yalvariyorum; sevabina, fotograf cekmesini bilen birisi ciksin, gelsin, fotograflarimi ceksin. Ben milleti cekiyorum ne guzel ama; benim hic guzel fotografim yok. Ben de istiyorum boy boy fotograflarim olsun. Yok arkadas, yok, yok, yok. Cocukluk fotografim bile yok dogru duzgun. Sunnet fotograflarimiz bile yanmis, bu kadar mi sanssiz olunur. Hatta sunnetimde herkes zehirlenmis tavuktan; imam bile ehehehe. Bi bana bir sey olmamis, nasil olur hala cozemedim, kansizligimdan olsa gerek ehehe. Tipe bak! Fotograflarimi cekecek birisini ariyorum, nolur lan, yalvartmayin koca adami. Bayan olursa daha bi sevinirim, cunku onlar daha ozverili oluyor bu konuda, bir de daha gec sikiliyorlar erkeklere oranla.(yalana bak yalana, ne yavsagim ya avrat olsun salca olurum diyemiyorum. dedim mi lan yoksa O_o)
12 Şubat 2011 Cumartesi
Blues Power
Tek basina da calsam, blues iyidir, candir, canandir. Blues adami hareketlendirdigi gibi, oldugu yerde de birakabilir.
8 Şubat 2011 Salı
Şıpsevdi
2010 yazinda, diyarbakirda cektim bu fotografi. En sevdigim fotograflarimdan birisidir. Moralim ne zaman bozulsa, ya da herhangi bir seye uyuz oldugumda, bu fotografi acarim hemen. Cunku; ne zaman baksam bu fotografa, mutlu oluyorum. Yuzumde hemen bir gulumseme beliriyor arkadas. Cocuklarin yuzlerindeki o dogal gulumseme beni de mutlu ediyor. Gercekler, ordalar biliyorum; belki arada kavga ediyorlar, aralarinda, turkce ya da kurtce kufrediyorlar birbirlerine ama; nasil da sarilmislar, yapismislar birbirlerine (ustelik ben soylemedim boyle yapmalarini). Arkadaslik boyle bir sey iste. Beni asil mutlu eden de budur belki de. Kendi cocuklugum gelir hep aklima baktikca. Bugun cocuklugumdan beri birlikte oldugum (yaklasik 20 senedir) arkadasim ozgurle oturup, cocuklugumuzdan bahsettik, cok eglendim anilarimiz canlaninca; ondan heralde, aklima geldi koydum bu fotografi. Hep gulerim bu fotografa baktikca. Umarim bu cocuklar da hep gulerler cunku; ben hep gulduklerini hayal ederek bakiyorum bu fotografa.
7 Şubat 2011 Pazartesi
Sicak Bir Kis Pazar'i
Dun hava sahaneydi. Bunu firsat bilip, bir arkadasla sinema keyfi yapalim dedik. -Arkadas yukarda efendim.-
Hooop atladim trene, dogru bostanciya. -tren de asagida efendim ehehe-
Biutiful'a gittik. Film fena degildi ama; sanki bir seyler eksikti filmde. Filmden sonra, binar efendi her zamanki gibi ac oldugundan, (kendisi sabit hizla surekli yemek yiyebilecegini iddaa ediyor) KFC yaptik efenim. Daha sonra, "himm hava guzel cadde sahil mi yapsak, yurusek mi" dedik ve yuruduk te. Cadde de assagida efendim.
Camus gibi yurudugumuzden heralde ayaklarim sisti; ulan bir de nasil kalabalik, yuru yuru oturacak yer bulamadik. Hava guzel olunca, bir de haftasonuna denk gelince e normal olarak insanlar da kendini atiyor sokaga. Tam anlamiyla atmislar kendilerini sokaga.(bildigimiz atmak) Neyse; ilerde, baya bir ilerde oturacak yer bulduk hele sukur. Tam cocuk parkinin karsisinda. Iyi oldu buraya oturmamiz cunku; nasil bicir bicir cocuk kayniyor etraf, bir de nasil sevimliler. Sanki ozellikle secilip birakilmislar gibi, cadde sahili ya ondandir ehehe. Bi sure cocuklari kestik, izledik. Arkadasimin sapkasi kafamdayken -ki bildigin pirinc iscisi kambocyali sapkasi, fotografi olsa koyacam hak vereceksiniz bana- cocugun birine sevecenlik yapayim dedim, anasi derhal kacirdi cocugu benden normal olarak. O tiple benim de cocuguma sevimlilik yapsalar azini burnunu kirarim ehehehe. Neyse benimkini kirmadilar. En cok ta o parktayken eglendim arkadas, birader her neysen ya da kimsen iste. Sonra bi kadikoye mi yurusek dedik, yurudukte. Yol da kalamista cayve cis molasi verdik; vermez olaydik. Ulan iki cay 7 TL olur mu!!!! Anani, avradini diyesim gelsede gotum pek yemedi. Sonra kadikoye kadar yuruduk, madem yaptik bir hayvanlik bunu da yapalim; hatta madem camusuz yuruyelim dedik ve yurumeye devam ettik. Yolda yine bu pinar efendi ayagindaki topuklularla, yok efendim ben suraya cikarim, yok efendim ben buraya ziplarim dese de 5 mm kadar anca yukselebildi. Bir de arkadas nasil idda ediyor hala " olm gormedin mi ciktim iste" lan yuru git. Neyse kadikoye vardik en sonunda; tam stadin ordan gecerken, ben stadimizi ovmeye basladim. Bu yanimdaki malum sahsiyetin galatasarayli oldugunu ogrenmemle yikilmam bir oldu,; birde yok efendim "sizin taraftar holigan" falan dedi, "tamam bu kiz keko" dedim. "Nasil olurda tum gunumu bunla gecirdim lan ben" da dedim ayrica icimden. Cunku sesli soylesem burnumdan getirir. Cok garip bir hayal gucu ve de iskence tekniknigi oldugu icin tirstim, demedim. Tabi ben de biraz cemkirdim buna. Yogurtcu parkina girdik - cok guzel yapmislar, en son ne zaman gormustum hatirlamiyorum- su sesi duyduk, pinar hemen " aaaa bu sesi nerden geliyor" dedi, ben de havuz falan var heralde dedim. Tabi ikimiz de kor oldugumuzdan 5 metre otemizde duran sey hakkinda sadece tahmin yurutebiliyoruz ehehehe. Iyice yaklasinca - ne oldugunu aciklayamayacagim- cok garip ama bir o kadar da guzel su 'şeyisi' gorduk - ne var lan seyisi evet, dedim ya aciklayamayacagim diye- pinar azi acik uzun bir sure baka kaldi buna. Tabi daha sonrasinda bu camus yine acikti. Ya arkadas nasil bir mide var bunda, gece yarisi cig kofte, sabah kahvaltida da soguk lahmacun. Neyse Tek bufede yedik bir seyler. Bir kedi vardi ahanda asagida ekledim fotosunu.
Nasil semirmis hayvanoglu hayvan. Benden fazla et yiyordur heralde, baksana pezevenk kaplan gibi olmus; yuh dedim yemegimi yerken. Kediye uzanan o el de arkadasin eli. Sanmayin ki sevdiginden uzatiyor, turlu oyunlarla kedinin aklini alip onu da yedi ehehehe. Sonra da atladik tekrar trene donduk evlerimize. Cok eglendim ozetle dun. Ozetle; hava guzeldi anlayacaginiz : )
Hooop atladim trene, dogru bostanciya. -tren de asagida efendim ehehe-
Biutiful'a gittik. Film fena degildi ama; sanki bir seyler eksikti filmde. Filmden sonra, binar efendi her zamanki gibi ac oldugundan, (kendisi sabit hizla surekli yemek yiyebilecegini iddaa ediyor) KFC yaptik efenim. Daha sonra, "himm hava guzel cadde sahil mi yapsak, yurusek mi" dedik ve yuruduk te. Cadde de assagida efendim.
Camus gibi yurudugumuzden heralde ayaklarim sisti; ulan bir de nasil kalabalik, yuru yuru oturacak yer bulamadik. Hava guzel olunca, bir de haftasonuna denk gelince e normal olarak insanlar da kendini atiyor sokaga. Tam anlamiyla atmislar kendilerini sokaga.(bildigimiz atmak) Neyse; ilerde, baya bir ilerde oturacak yer bulduk hele sukur. Tam cocuk parkinin karsisinda. Iyi oldu buraya oturmamiz cunku; nasil bicir bicir cocuk kayniyor etraf, bir de nasil sevimliler. Sanki ozellikle secilip birakilmislar gibi, cadde sahili ya ondandir ehehe. Bi sure cocuklari kestik, izledik. Arkadasimin sapkasi kafamdayken -ki bildigin pirinc iscisi kambocyali sapkasi, fotografi olsa koyacam hak vereceksiniz bana- cocugun birine sevecenlik yapayim dedim, anasi derhal kacirdi cocugu benden normal olarak. O tiple benim de cocuguma sevimlilik yapsalar azini burnunu kirarim ehehehe. Neyse benimkini kirmadilar. En cok ta o parktayken eglendim arkadas, birader her neysen ya da kimsen iste. Sonra bi kadikoye mi yurusek dedik, yurudukte. Yol da kalamista cayve cis molasi verdik; vermez olaydik. Ulan iki cay 7 TL olur mu!!!! Anani, avradini diyesim gelsede gotum pek yemedi. Sonra kadikoye kadar yuruduk, madem yaptik bir hayvanlik bunu da yapalim; hatta madem camusuz yuruyelim dedik ve yurumeye devam ettik. Yolda yine bu pinar efendi ayagindaki topuklularla, yok efendim ben suraya cikarim, yok efendim ben buraya ziplarim dese de 5 mm kadar anca yukselebildi. Bir de arkadas nasil idda ediyor hala " olm gormedin mi ciktim iste" lan yuru git. Neyse kadikoye vardik en sonunda; tam stadin ordan gecerken, ben stadimizi ovmeye basladim. Bu yanimdaki malum sahsiyetin galatasarayli oldugunu ogrenmemle yikilmam bir oldu,; birde yok efendim "sizin taraftar holigan" falan dedi, "tamam bu kiz keko" dedim. "Nasil olurda tum gunumu bunla gecirdim lan ben" da dedim ayrica icimden. Cunku sesli soylesem burnumdan getirir. Cok garip bir hayal gucu ve de iskence tekniknigi oldugu icin tirstim, demedim. Tabi ben de biraz cemkirdim buna. Yogurtcu parkina girdik - cok guzel yapmislar, en son ne zaman gormustum hatirlamiyorum- su sesi duyduk, pinar hemen " aaaa bu sesi nerden geliyor" dedi, ben de havuz falan var heralde dedim. Tabi ikimiz de kor oldugumuzdan 5 metre otemizde duran sey hakkinda sadece tahmin yurutebiliyoruz ehehehe. Iyice yaklasinca - ne oldugunu aciklayamayacagim- cok garip ama bir o kadar da guzel su 'şeyisi' gorduk - ne var lan seyisi evet, dedim ya aciklayamayacagim diye- pinar azi acik uzun bir sure baka kaldi buna. Tabi daha sonrasinda bu camus yine acikti. Ya arkadas nasil bir mide var bunda, gece yarisi cig kofte, sabah kahvaltida da soguk lahmacun. Neyse Tek bufede yedik bir seyler. Bir kedi vardi ahanda asagida ekledim fotosunu.
Nasil semirmis hayvanoglu hayvan. Benden fazla et yiyordur heralde, baksana pezevenk kaplan gibi olmus; yuh dedim yemegimi yerken. Kediye uzanan o el de arkadasin eli. Sanmayin ki sevdiginden uzatiyor, turlu oyunlarla kedinin aklini alip onu da yedi ehehehe. Sonra da atladik tekrar trene donduk evlerimize. Cok eglendim ozetle dun. Ozetle; hava guzeldi anlayacaginiz : )
4 Şubat 2011 Cuma
2 Şubat 2011 Çarşamba
Defne Joy Foster
Oldu mu simdi ama, oldu mu? O kadar osuruktan programlarda cikmasina ragmen, sirf Defne var diye izledim cogunu. Her programinda yerinde duramiyordu, adeta havada sunardi programlarini. Ulan ne tatli insandin sen Defne. Daha dun " ben de bu kiza hastayim abi, yerinde duramadigi gibi beni de kimildatiyor" dedim.
1 Şubat 2011 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)